CUMHURİYET DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE TÜRK MİLLİ
EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ GELİŞMELER
29 Ekim 1923
tarihinde Cumhuriyetin ilan edilmesinden hemen sonra 1924 yılında yeni bir
Anayasa kabul edilmiştir. 1924 Anayasası ile ilköğretimin Türk vatandaşları
için zorunlu ve Devlet okullarında parasız oluşu tekrarlanmıştır (madde 87).
Cumhuriyet
Dönemi’nde eğitim sisteminin genel örgütlenişi ve yönetiminin ana hatları 3
Mart 1924’te çıkarılan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile belirlenmiştir.
‘Öğretimin Birleştirilmesi’ anlamına gelen bu yasa ile eğitimin örgütlenmesi ve
yönetimi ile ilgili olarak; medreseler kapatılmış, bütün eğitim-öğretim ve
bilim kurumları eğitim işlerinin tek elden yürütülmesi amacıyla Eğitim
Bakanlığı’na bağlanmış, yönetimi ile ilgili tüm düzenlemeler bu bakanlığın
yetkisine verilmiştir.
22 Mart 1926
tarihinde kabul edilen 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun Cumhuriyet
Dönemi eğitim sisteminin yönetsel yapısını düzenleyen ilk yasal düzenleme
olması açısından önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığının mevcut yapısı içerisinde
çok önemli bir yere ve işleve sahip olan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı,
Talim ve Terbiye Dairesi adıyla ilk kez bu yasada yer almıştır.
1 Kasım 1928
yılında 1353 sayılı yasa ile Türk Alfabesi kabul edilmiştir. 17 Nisan 1940 tarihinde
çıkarılan 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu ile özgün bir eğitim kurumu
(öğretmen yetiştirme modeli) oluşturulmuştur. Pragmatik eğitim felsefesi
anlayışına dayanan bu kurumların kuruluş amacı o dönemde ülke nüfusunun büyük
bölümünü oluşturan kırsal kesimde yaşayan insanlara temel eğitim vermenin yanı
sıra, hem kendilerinin hem de ülkenin refah düzeyini yükseltecek üretimle
ilgili temel bilgi ve becerilerin kazandırılması idi. İlk aşamada 1940 yılında
14 adet kurulan bu enstitülerin sayısı zamanla 21’e yükselmiştir. Bu özgün
kurumların programları 1947 yılında kısmen değiştirilmiş, Şubat 1954’te
yayınlanan 6234 sayılı Kanunla da bu okullar İlköğretmen Okulları’yla
birleştirilmiştir.
1961 yılında
çıkarılan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ilköğretim için ayrı olarak
çıkarılan ilk yasa olması bakımından önemlidir. İlköğretimin zorunlu ve devlet
okullarında parasız olduğunu tekrarlayan bu yasa; örgütlenme, ilde ilköğretim
görevlileri, ilköğretim okullarının açılma ve kapanma zamanları, kayıt ve kabul
işleri, okula devam, okulların arsa işleri, ilköğretimin gelir ve giderleri ve
çeşitli konuları düzenlemektedir.
Türk eğitim
sistemini bir bütünlük içinde ele alan yasa ise 1973 yılında çıkarılan 1739
sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu olmuştur. Bu yasanın 18. maddesine göre; Türk
millî eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere, iki ana
bölümden kurulur. Örgün eğitim, okul öncesi eğitimi, ilköğretim, orta öğretim
ve yüksek öğretim kurumlarını kapsar. Yaygın eğitim ise, örgün eğitim yanında
veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar.
Mesleki ve teknik eğitimde reform
yasası olarak nitelendirilebilecek yasa ise 1986 ‘da çıkarılan 3308 sayılı
Mesleki Eğitim Kanunu’dur. Bu alandaki bütün düzenlemelerin yasal dayanağı
niteliğindeki bu yasaya göre; meslekî ve teknik eğitim programlarının
uygulandığı her tür ve derecedeki örgün, yaygın eğitim okul ve kurumları ile
işletmelerde yapılacak meslekî eğitimin; plânlanması, geliştirilmesi ve
değerlendirilmesi konularında kararlar almak ve Bakanlığa görüş bildirmek
üzere, Bakanlıkta Mesleki Eğitim Kurulu kurulur. Bu Kurulun kararları Bakanlık
ve ilgili meslek kuruluşlarınca yürütülür. İl düzeyinde ise İl İstihdam ve
Mesleki Eğitim Kurulu oluşturulur.
1926 tarihinde
kabul edilen 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun’dan sonra Milli Eğitim
Bakanlığının örgüt yapısını kapsamlı bir biçimde ele alan ve değiştiren yasa
ise 2011 yılında çıkarılan 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'dir. Bu yasaya göre Milli Eğitim
Bakanlığı ‘merkez örgütü’, ‘taşra örgütü’, ‘yurtdışı örgütü’ ve ‘hizmet
birimleri’ olmak üzere dört bölümden oluşturulmuştur. Bakanlık merkez örgütü;
Bakanlık Makamı, Talim ve Terbiye Kurulu, hizmet birimleri, danışma ve denetim
birimleri ile yardımcı birimlerden oluşur. Taşra örgütü olarak; her ilde ve
ilçede bir milli eğitim müdürlüğü bulunur. Yasayla, Bakanlık yurtdışı teşkilatı
kurmaya yetkili kılınmıştır.
Zorunlu eğitimin
(ilköğretimin) süresini 8 yıla çıkaran ve uygulanması için çeşitli yaptırımlar
getiren yasa ise 18.8.1997 tarihli 4306 sayılı Kanundur. Yasayla ayrıca, 488
sayılı Damga Vergisi Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu, 6802 sayılı Gider
Vergileri Kanunu’nun ilgili maddeleri değiştirilerek bu yasaların belli maddeleri
gereği toplanan vergi ve harçların %25'i, 31.12.2010 tarihine kadar sekiz
yıllık kesintisiz ilköğretim hizmetlerinde kullanılmak üzere Milli Eğitim
Bakanlığı payı (eğitime katkı payı) olarak ayrılmıştır (Geçici madde-1).
2001 yılında
çıkarılan 4702 sayılı Kanun ile de daha önce çıkarılan pek çok yasanın bazı
maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Yasanın birinci maddesiyle bir veya
daha fazla meslek yüksekokulu ile öğretim programları bütünlüğü ve devamlılığı
içinde ilişkilendirilmiş meslekî ve teknik orta öğretim kurumlarından oluşan
Mesleki ve Teknik Eğitim Bölgeleri oluşturulmuş, ikinci maddesiyle de; Meslekî
ve Teknik Orta Öğretim Kurumlarından mezun olan öğrencilerin istedikleri
takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya buna en yakın
programların uygulandığı, öncelikle kendi meslekî ve teknik eğitim bölgesi
içinde yer alan veya bölgesi dışındaki Meslek Yüksekokullarına sınavsız olarak
yerleştirilebilmeleri mümkün olmuştur. Bu yasanın 24. maddesiyle de 4306 sayılı
yasayla ilköğretim için sağlanan ek kaynaklardan ortaöğretim kademesinin de
yararlanması öngörülmüştür.
Milli Eğitim
Şurası: Türk Eğitim Sistemine en geniş anlamda yön vermek amacıyla görüş ve
önerilerin sunulup tartışıldığı ve kuruluşu, çalışmaları kanunla düzenlenen
Milli Eğitim Şuraları ilk kez 1939 yılında toplanmıştır. En son olarak 18incisi
(2010 yılı) toplanan bu şuralar Bakanlığın danışma organı niteliğinde olup,
kararları bağlayıcı değil, Bakanlığa yol gösterici, fikir vericidir.
Kalkınma Planları:
Türkiye’de 1963 yılından itibaren planlı kalkınma dönemi başlamıştır. Son
olarak Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Dönemi (2001-2005) bitmiş, dokuzuncu
kalkınma planı dönemine (2007-2013) girilmiştir. Kalkınma planlarında, tüm
sektörlerle birlikte “eğitim” sektörü de ayrı bir bölümde ele alınmaktadır.
Örneğin Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında milli eğitim sisteminin; bilgiye
ulaşma yol ve yöntemlerini öğreten, eğitimin tüm evrelerinde yatay geçişlere
imkan veren, piyasa meslek standartlarına uygun, üretime dönük eğitime ağırlık
veren, tüm öğrenciler için fırsat eşitliğini gözeten, etkin bir rehberlik
hizmetini içeren ve yetki devrini esas alan bir sistem bütünlüğü içinde yeniden
düzenleneceği ifade edilmektedir. Planda, Milli Eğitim Bakanlığı Merkez
Teşkilatında hizmet esasına dayalı bir yapılanmaya gidilmesi ve taşra
teşkilatlarına yetki ve sorumluluk devredilmesi için düzenlemeler yapılması
istenmiştir. MEB 2007 Yılı Bütçe Raporu’nda “2007-2013 dönemini kapsayan
Dokuzuncu Kalkınma Planı, istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan,
küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik
için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye vizyonu ile hazırlanmıştır”
denilerek, 13/05/2006 tarih ve 26167 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış olan
Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisine uygun olarak, eğitim sisteminin
geliştirilmesi amacıyla izlenecek stratejilere değinilmektedir.
Cumhuriyet
Döneminde yükseköğretim alanında Mayıs 1933 yılında çıkarılan 2252 sayılı Kanun
reform niteliğinde değişiklikler getirmiştir. 1869 yılında çıkarılan Maarif-i
Umumiye Nizamnamesi (Genel Eğitim Tüzüğü) ile kurulması kararlaştırılan ve 1870
yılında İstanbul’da açılan Darülfünun (Üniversite) kaldırılmış, yerine İstanbul
Üniversitesi kurulmuştur (Türk Eğitim Tarihi s.326).
Temmuz 1973’te
1750 sayılı Üniversiteler Kanunu yayınlanmıştır. Bu yasa Üniversitelerin
görevlerini ayrıntılı biçimde belirlemiştir. Bu görevler özetle; öğrenci
yetiştirmek, bilimsel araştırmalar ve incelemeler yapmak, ulusal ve
uluslararası bilim ve araştırma kurumları ile işbirliği yapmak ve toplumun
genel düzeyini yükseltici bilimsel verileri yaymaktır.
6 Kasım 1981’de de
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile yükseköğretimin yapısı ve işleyişi
kapsamlı biçimde değiştirilmiştir. Yasa, yükseköğretimle ilgili amaç ve
ilkeleri, yükseköğretim kurumlarının ve üst kuruluşlarının örgütlenme, işleyiş,
görev, yetki ve sorumlulukları ile eğitim-öğretim, araştırma, yayın, öğretim
elemanları ve öğrencilerle ilgili konuları düzenlemektedir. 2547 sayılı yasada
yükseköğretimi düzenleyecek üst kuruluşlar olarak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) belirlenmiştir.
Yükseköğretim
Kurulu, tüm yükseköğretimi düzenleyen ve yükseköğretim kurumlarının
faaliyetlerine yön veren, özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir
kuruluştur. Bu Kurula Yükseköğretim Denetleme Kurulu, Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile gerekli planlama, araştırma, geliştirme,
değerlendirme, bütçe, yatırım ve koordinasyon faaliyetleri ile ilgili birimler
bağlıdır. Kurulun temel görevleri eğitim-öğretim etkinliklerinin
gerçekleştirilmesinin sağlanması, gereksinim duyulan öğretim elemanlarının
yetiştirilmesi, üniversitelere ayrılan kaynakların etkili biçimde
kullanılmasının sağlanmasını gözetim ve denetim altında bulundurmak ve yükseköğretim
kurumları arasında belirlenen ilke ve hedefler doğrultusunda birleştirici,
bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonu
sağlamak olarak özetlenebilir.
Yasa ile
oluşturulan Üniversitelerarası Kurul akademik bir organdır. Kurul’un görevleri;
yükseköğretimin planlanması çerçevesinde, üniversitelerin eğitim-öğretim,
bilimsel araştırma ve yayım faaliyetlerini koordine etmek, uygulamaları
değerlendirmek, Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere önerilerde bulunmak,
üniversitelerin öğretim üyesi ihtiyacını karşılayacak önlemleri teklif etmek,
eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleriyle ilgili çalışmalar
yapmaktır.
1982 Anayasasında
yükseköğretim kurumları ve yükseköğretim üst kuruluşlarıyla ilgili düzenlemeler
yer almaktadır (Madde 130 ve 131). Bu maddelerde özetle; kamu tüzel kişiliğine
sahip ve bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerin Devlet tarafından kanunla
kurulacağı, kazanç amacına yönelik olmamak koşulu ile vakıflar tarafından
yükseköğretim kurumlarının kurulabileceği, Yükseköğretim Kurulu üyelerinin ve
rektörlerin Cumhurbaşkanınca atanacağı konuları hükme bağlanmaktadır.
Bu gelişmelerin
sonuncusu, Millî Eğitim Bakanlığının yeniden yapılandırılmasıdır. 6/4/2011
tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca
25/8/2011 tarihinde kararlaştırılmış, bu kanun hükmünde kararname ile (KHK/652)
bakanlık teşkilatlanmasında, hizmet birimlerinde ve Talim ve Terbiye Kurulu
gibi çeşitli organların iç yapılarında bazı düzenlemelere gidilmiştir.
Cumhuriyet döneminde
ülkemizdeki her düzeydeki okul, öğrenci ve öğretmen sayılarında önemli artışlar
olmuştur. İlk okul, orta okul, lise, yüksek okul, okul öncesi eğitim ve yaygın
öğretim alanlarında cumhuriyet döneminde sağlanan gelişmeler tabloda
verilmiştir.

KAYNAKLAR
- T.C. Milli
Eğitim Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı, “Türk Eğitim
Sisteminin Örgütlenmesi-2011”
Aralık 2011.
- Gülbahar G., “Cumhuriyet Dönemi (1920-1950) Türk
Eğitim Sisteminin Felsefi Temelleri”, Y.Lisans Tezi, Kırıkkale
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, 2006.
- Fer S.,“1923 Yılından Günümüze Cumhuriyet Dönemi
İlköğretim Programları Üzerine Bir İnceleme” Cumhuriyet Dönemi Eğitim
Politikaları Sempozyumu, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ve
Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma
Merkezi, 7-9 Aralık 2005, İstanbul.
- Dönmez C., “Atatürk’ün Eğitim ile ilgili Görüş ve
Uygulamalarına Toplu Bir Bakış”, Gazi Üniversitesi, Kırşehir Eğitim
Fakültesi, Cilt 7, Sayı 1, (2006), 91-109.
- Aysal N.,“Anadolu’da Aydınlanma Hareketinin Doğuşu:
Köy Enstitüleri” ,Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü
Atatürk Yolu Dergisi, S 35-36, Mayıs-Kasım, s.267-282.
- Ergün M., “Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi”
,Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 6/12,2008. S.321-348.
- Demirtaş B., “Atatürk Döneminde Eğitim Alanında
Yaşanan Gelişmeler”, Akademik
Bakış, Cilt 1, Sayı 2 ,Yaz 2008.
•
http://www.belgeler.com/blg/1bty/cumhuriyetin-ilk-dneminde-trk-eitim-sistemi-ve-ky-enstitleri-turkish-education-system-at-the-beginning-of-republic-and-village-institutes
•
http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_9/Cumhuriyet%20D%C3%B6neminde%20E%C4%9Fitimde%20Meydana%20Gelen%20Geli%C5%9Fmeler%20-%20Yrd.Do%C3%A7.Dr.%20Abdurrahman%20BORAN.pdf
•
http://gercektarihimiz.blogcu.com/cumhuriyet-donemi-turk-egitim-sistemi/4457834